Thursday, August 03, 2006

jujustan

jujustan

Bebeğim doğdu, kendisi özgür ruhunu her fırsatta bize göstermeye niyetli. İnsan olmak için bu kadar gayret gösteren bir bebek daha görmedim. Daha iki haftalık ama elleri sürekli birşeyler arıyor, esniyor, geriniyor, ayaklarını ittiriyor, çekiyor, sanki spor yapıyor. Yüzü bin türlü değişik şekil alıyor, öyle ki her yaştan insana benzeyebiliyor. Nasıl bir tohum içinde bir ağacı ve bin türlü yaprağı barındırıyorsa, bu bebekte olabilecek yüzbinlerce değişik insan çehresini barındırıyor sanki. Ve şu an hepsini özgürce deneme zamanı (ya da bilinçsizce kaslarını oynatma zamanı). Hangisinin yüzüne oturacağını bekleyip göreceğiz. Geliş koşullarını düşündükçe, kendisinin bu işe niyetlendiğini, herşeyi onun ayarladığını ve tıkır tıkır işleyen bir doğumu da onun sayesinde yaşadığımızı hissediyorum. O derin buğulu mavi gözlerine baktığımda da önceki cümledeki deli saçması gibi görünen önermelerin hepsinin doğru olduğunu bir kez daha anlıyorum. Biz sana kontrol edemediğin o kaslarını kullanmada yardımcı olacağız sevgili Susum, sen de bize unuttuğumuz, unutturulduğumuz o saf sevginin hüküm sürdüğü diyardan bilgelik getireceksin.