Adana'ya 8 sene sonra yine geldim. Buradan aklımda kalanlar, üniversite yıllarımda gördüğüm inanılmaz şuh kadınlar ve yemeklerinin acı lezzetiydi. Bu gelişimde Adana'yı daha değişik görme şansım oldu. Aşırı fazla yemek yedim ve etrafı seyrettim...
İlk gözlem şu: Adana, ABD nin kırsal eyaletlerinin yavanlığını fazlasıyla örnek almış kendine. Şehir merkezi var mı belli değil. Zaten herkes sıcaktan klimalı mekanlarda durmak zorunda. Yemek desen evet harika bir hizmet ve sofra kültürü var, da burada yaşayan biri dikkat etmezse damar sertliğinden gider bir kaç on yılda... Eski evler bakımsız ve ıssız duruyorlar ki sanırım öyleler... Gezecek bir yer pek yok ve manzara diye size gösterilen yerleri gösteren üzülmesin diye ilgiyle seyrediyorsun, zira manzaralar insanın estetik kaygılarının standartlarının ne kadar düşebileceğini gösteriyor. Bu da insanların uyum konusunda ne kadar usta olduklarının bir temsili adeta. Gidilecek yerler şehrin kıyılarına yosun gibi yapışıp kalmış dev alışveriş merkezleri. Tabi ki arabayla gidiliyor. Toplu taşıma araçlarının pencerelerinin açık olması klima eksikliğine gönderme yapıyor, tabi hangi yurt evladı o otobüslere dayanabiliyorsa bence hemen komando yapılabilir...
Trendy restoranlar henüz burayı ele geçirmemiş zaten Adana sofralarının zenginliği ve lezzeti karşısında bugünün trendy fusion yemekleri ayakta kalamaz gibi geliyor bana. Ancak görünmek/göstermek işlevi görüyor sanki bu trendy kafeler...
Kahve aldım.
Yemek yedim... Hem de çok...
Sokaklarda dolaşamadım çok sıcaktı...
Hayatımda gittiğim en harika saunaya gittim, soğuk havuzda onbeş dakika kaldım bana mısın demedi, ama saunaya en fazla 7 dakika dayanabildim. Ne yaparsın kanımızın yarısı ABDli...
Gecenin bir yarısı arkadaşımla bir taksiye binip bir ocakbaşına götürmesini söyledik. Eski, pis bir mahalled iki bina arasına sıkışmış bir aralıkta harika bir lokantada patlayana kadar yedik. Müzisyenlere Kimseye Etmem Şikayet'i söylettik. Arkadaşımı Türk Sanat Musikisine döndürdüm.
Hayat güzel, yaralarımızı yalıyarak kabuk bağlamalarını bekliyoruz...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment