Wednesday, October 14, 2009

Yaşam ve insan sevinci veren anlardan...

Mahallemde park yeri bulmak dünyanın en zor hallerinden birine kolaylıkla dönebilir. Ben arkadaşım olan bir dükkan sahibinin (sağolsun) bana yerini vermesiyle bu işi kısmen hallettim. Tabii sonucunda civar esnafla da bir güzel arkadaş oldum. Bugün eve dönüp park ettikten sonra, kuaförün adamı arabamın kaportasındaki göçüğü görüp benimle konuşmaya başladı. Konuşma çok çabuk kendi tecrübelerine ve nasıl böylesi sorunları altettiğine geldi. Sonra beraber bakmaya karar verdik. Kaput açıldı, sorunlu bölge elle yoklandı, gerekli tetkiler yapıldı ve bir çözüm olarak çekiçle tersinden vurma ortaya sürüldü. Bu arada kuaförün daha genç çırağı, karşıdaki elektrikçi, basket forması giyen tıfıl bir çocuk, dvdci arkadaşım ve bir müşterisi de etrafımıza toplandı. Her kafadan bir ses çıkıyor, "çekiç gibi birşey var mı?" cinsinden sorular havada uçuşuyordu. Tıfıl çocuk "ben bubamdan alır gelirim" dedi ve bir anda ortadan kayboldu. O sırada arkadan geçen devlet memuru ya da taşra avukatına benzeyen mahalleden bir adam elindeki çantayı bırakıp olaya el atmaya karar verdi. Arabaya yaklaşıyordu ki çocuk elinde çekiçle çıkageldi. Kuaför çekici aldığı gibi kaportaya çakmaya başladı. Tabi nafile... Bu sırada memur bey gelip saçta yarılmış kısmı gösterdi engin bilgisini paylaşmaktan, haklı çıkmaktan keyif alarak.
Çekiçten medet umulamazdı.
"Geçende ben bizim kayınçonun arabasını yaptım."
"Ha yapmıştın evet."
"Dur şimdi ben bir bakayım..." Kuaföre girip sepetteki broşürleri kaptı, elinde burup katlayarak kalın bir dikdörtgen yaptı.
"Bak şimdi bunu koyacaz, sonra bastıracaz, pat diye yerine gelecek."
"E abi sen onu tahtayla yapmıştın o gün?"
"Olum elimdeki neden yapılıyor?"
Kimse ne diyeceğini bilemedi. Adam bir süre denedi ama herhangi bir değişiklik yoktu arabada. Yandaki çaycı da, iki dükkan ötedeki balıkçı da, nalburun oğlu da olay mahalline antenlerini uzaktan da olsa uzatmışlar, mevzuya kaynamışlardı.
Bir süre gülünüp konuşuldu sonra sessizce dağılındı.
Bir kez daha burada yaşadığıma sevinerek, gülümseyerek eve yöneldim.

4 comments:

Anonymous said...

Senin anlatımından çıkacak dersi okullarda neyazıkki öğretmiyolar sevgili cem..Bizim atasözlerimiz buişe hemen biçözüm bulur ve şöyle yaklaşır..1 eşşeğin kuyruğu kalabalıkta kesme kardeşim..2 ekmeklik hamurun varsa birini fırıncıya ver sona yanmasın,ikisindende olma mevzuuu...DİCEKSİNKİ kimderdi amerika savaş tarihi okumuş,kültürle doğu akdeniz ünv. yoğrulmuş bilgi küpünün oturduğu semtteki bakkal,dvd operatörlerine kaptırsın aklını..işte hayatın güzel anları kendini kaptırmak olsa gerek..SELAMLAR

Anonymous said...

I am reading this article second time today, you have to be more careful with content leakers. If I will fount it again I will send you a link

Anonymous said...

Hello. And Bye.

Anonymous said...

I really like when people are expressing their opinion and thought. So I like the way you are writing